KATEGORİLER
- En Yeniler
- Dünya Edebiyatı
- Türk Edebiyatı
- Tarih - Araştırma
- Anı - Biyografi
- Toplum ve Siyaset
- Kent Kültürü
- Yabancı Dilde Kitaplar
- Ev - Aile - Toplum
- Sağlık ve Kişisel Bakım
- Bitkiseverin Kitaplığı
- Beslenme ve Diyet
- Yemek ve Mutfak Kültürü
- Toplum ve Ekonomi
- İş ve Yönetim
- Sinema
- Müzik
- Fotoğraf
- Mimarlık
- Sanat Dizisi
- Taschen Temel Sanat Dizi
- Sanatçılar, Akımlar, Yapıtlar
- Uygulamalı Sanat Dizisi
- Felsefe - Bilim - Estetik
- Temel Eserler
- Toplumbilim - Kültür
- Sözlük - Dil
- Bilim ve Teknik
- Çeşitli Kitaplar
- İndirimli Kitaplar
- Kitap Gazetesi
- Okul Öncesi Kitapları
- Çocuklar İçin Kaynak Kitaplar
- Masal Kitapları
- Çocuklar İçin Klasikler
- Eğlenceli Serüvenler Dizisi
- Seçimler Dizisi
- İlk Gençlik Kitapları
- Çizgi Romanlar
- E-Kitap
- Sesli Kitap
- Dağıtımını Yaptığımız Ürünler
REMZİ'DE ÇOK SATANLAR
Çocukları Şefkatle Yetiştirmek
Marshall B. Rosenberg
Çevirmen: Gizem Alav Şapçı - Ayda Oğur
"Şiddetsiz iletişim yoluyla ebeveynlik..."
Bu kitapçık Şiddetsiz İletişim yaklaşımı ve günlük hayat uygulamaları üzerine Marshall Rosenberg’in kendi hayatından verdiği örneklerden oluşuyor. Başta ebeveynler olarak çocuklarla ilgilenen tüm yetişkinler ve kendi çocukluğunu Şiddetsiz İletişim bakış açıçısıyla onurlandırmak isteyen herkes için ilham kaynağı.
Rosenberg kitapçığın bir yerinde şöyle diyor:
“Ebeveynlik etmekle ilgili belli bir tedrisattan geçmiş olduğum için, çocukların terbiyeli davranmasını sağlamanın ebeveynin görevi olduğunu düşünürdüm. İçinde yetiştiğim kültürde, bir kez kendinizi otorite olarak, öğretmen ya da ebeveyn olarak tanımladığınız anda “çocuk” veya “öğrenci” olarak etiketlediğiniz kişilerin belli bir şekilde davranmasını sağlamayı kendi sorumluluğunuz olarak görürsünüz.
Şimdi bunun kendini baltalayan bir hedef olduğunu görüyorum; çünkü öğrendim ki, amacımız insanları belli bir şekilde davranmaya yöneltmek olduğunda, onlardan istediğimiz şey ne olursa olsun, bize direnç göstermeye meyilli oluyorlar. Bana öyle geliyor ki, karşımızdaki kişi iki yaşında olsa da bu böyle, doksan iki yaşında olsa da.”